Çalışanların ücretlerini tam olarak alamamaları iş hukukuna göre hangi sonuçları doğuruyor; hangi hallerde iş akdini feshedebilirler; bu hallerde işsizlik maaşı alınabilir mi?
İstanbul’dan ismi mahfuz okurumuz E. Y. soruyor: “Bünyamin bey, bir tekstil atölyesinde dört yıldır çalışıyorum. Patronumuz maaşımızı iki aydır vermiyor. Zaten sürekli olarak fazla mesailerimizi de eksik yapıyorlar.Muhasebe müdürüne kaç kez söyledim ama düzelmiyor. İşsiz kalacağız diye korkuyoruz ama bu durumdan da bıktık. İşten çıkarsam işsizlik maaşı alabilir miyim? Bu hakkım var mı? Siz yazılarınızda tane tane anlatıyorsunuz; tam olarak açıklar mısınız, kafamız karışık.”
Sayın okurum, birçok okurumuzdan soru gelen bir konuyu soruyorsunuz.
Çalışanlar hangi hallerde halk arasındaki ismiyle “işsizlik maaşı” alabileceklerini merak ediyor ve konuyu ayrıntılı olarak açıklamamızı istiyorlar.
Çalışanların ücretlerini tam olarak alamamaları iş hukukuna göre hangi sonuçları doğuruyor; hangi hallerde iş akdini feshedebilirler; bu hallerde işsizlik maaşı alınabilir mi?
Bu soruların cevaplarını tüm okurlarımızı bilgilendirecek şekilde ayrıntılı olarak açıklayalım.
Ücretin Ödenmesi İşçinin En Önemli Hakkıdır
Ülkemiz iş hukuku uyarınca çalışanın ücretinin ödenmesi en temel haklarından işverenin de en temel yükümlülüklerinden biridir.
Genel anlamda ücret; bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutardır.
Bu kavramın içerisine hem normal maaş (aylık sabit tutar), hem fazla mesai ve benzeri ilave ödemeler, hem de çalışana sağlanan ve para ile ölçülebilir her çeşit menfaat (ticket, sosyal yardım, iaşe bedeli, ikramiye vb.) girer.
4857 sayılı İş Kanunu’muza göre ücret en geç ayda bir ödenmek zorundadır. Ücretin ödenme süresi iş sözleşmesi veya toplu iş sözleşmeleri ile bir haftaya kadar indirilebilecek, ancak hiçbir koşulda bir ayı geçemeyecektir.
İş sözleşmelerinin sona ermesinde, işçinin ücreti ile sözleşme ve Kanundan doğan para ile ölçülmesi mümkün menfaatlerinin tam olarak ödenmesi zorunludur.
Ücret alacaklarında zamanaşımı ücretin muaccel olduğu tarihten itibaren beş yıldır.
Haklı Nedenle Derhal Fesih Hakkı Var
4857 sayılı İş Kanunu’na göre işveren işinin ücretini kanun hükümleri veya sözleşme şartlarına uygun olarak hesap etmez veya ödemezse bu durum işçiye iş akdini feshetme hakkı verir.
Maaşınızın son iki aydır verilmemesi durumunda olduğu gibi fazla mesai ücretinizin tam olarak hesaplanmaması hali de iş akdini feshetmenize hak tanıyan hallerdendir.
İşçinin ücretinin ödenmemesi durumunda sahip olacağı fesih hakkı, ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan haller dolayısıyla haklı nedenle derhal fesih hakkıdır.
Bu nedenle işyerindeki çalışma süreniz (kıdeminiz) ne kadar olursa olsun ihbar süresini beklemeksizin derhal işten ayrılabilirsiniz.
Ücretiniz ödenmediği gerekçesi ile işten ayrılırsanız ihbar süresini beklemeniz zorunlu değildir; derhal işten ayrılırsanız da ihbar tazminatı ödemeniz gerekmez.
İşyerinden ayrılmanız halinde ücret ve ödenmeyen diğer haklarınız da bakidir.
Kendi İstifa Eden İşsizlik Maaşı Alır mı?
Halk arasındaki adıyla işsizlik maaşı, iş hukukundaki adıyla ile “işsizlik ödeneği” 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununa göre sigortalılara getirilmiş bir haktır.
Genel bir kural olarak işinden kendi isteğiyle ayrılan çalışan işsizlik maaşı alamaz.
Zira işsizlik maaşı kendisi işsiz kalmak istemiyor, başka bir deyişle çalışma iradesini koruyor olmasına karşın işten çıkartılan kişiye verilmiş olan bir haktır.
Öte yandan birkaç istisna hal vardır ki, işçi kendi isteğiyle işten çıksa dahi bu hallerde işsizlik maaşı alabilir.
Bu hallerden birini de iş mevzuatı uyarınca ücretinin tam olarak hesaplanmaması veya ödenememesi oluşturur.
Ücreti ödenmediği için işten ayrılan işsizlik maaşı hakkı kazanabilecektir.
İşsizlik Maaşı Ne Kadar Süre Ödenir?
Belirttiğimiz üzere, iş mevzuatımız ücreti kısmen veya tamamen ödenmediği için işinden istifa eden işçinin diğer şartları da taşıyor olması halinde işsizlik maaşı alabileceğini söyler.
İşsizlik maaşının ne kadar süreyle alacağına gelince, bu süre işyerinde çalıştığı süreye göre değişir.
Hizmet akdinin sona ermesinden önceki son 120 gün prim ödeyerek sürekli çalışmış olanlardan, son üç yıl içinde;
a) 600 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olan sigortalı işsizlere 180 gün,
b) 900 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olan sigortalı işsizlere 240 gün,
c) 1080 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olan sigortalı işsizlere 300 gün,
süre ile işsizlik ödeneği verilecektir.
İşsizlik ödeneği alabilmek isteyenlerin çalıştıkları ildeki Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü’ne başvurmaları gerekir.
İşsizlik Ödeneği Ne Kadar?
İşsiz kalan sigortalılara verilecek işsizlik maaşının, teknik tabiri ile “işsizlik ödeneği”nin tutarı son maaşlarına göre hesaplanmaktadır.
Bu çerçevede günlük işsizlik ödeneği, sigortalının son dört aylık prime esas kazançları dikkate alınarak hesaplanan günlük ortalama brüt kazancının yüzde kırkıdır. Türkçeleştirecek olursak, son dört aylık maaşınızın ortalamasının % 40’ı işsizlik maaşınız olur.
İşsizlik maaşı SGK’ya bildirilen tutar üzerinden hesaplandığından ötürü ücreti SGK’ya düşük bildirilen kişinin alacağı işsizlik maaşı da düşük olacaktır.
Bu yüzden çalışanların daha çalışırken maaşlarının SGK’ya eksik bildirilip bildirilmediğini kontrol etmeleri çok önemlidir.
İşsizlik maaşı çalışanın işyerinde aldığı ücrete göre hesaplanıyor olsa da bir üst limiti vardır. Buna göre işsizlik ödeneği miktarı, aylık asgari ücretin brüt tutarının yüzde seksenini geçememektedir.
2014 yılının sonuna kadar işsizlik ödeneğinin tavanı mevcut asgari ücrete göre 907 TL’dir. Kişinin maaşı ne kadar yüksek olursa olsun en fazla alacağı işsizlik maaşı bu kadar olacaktır. / Bünyamin Esen – MemurHaber