İşten atılan işçi, mahkemeye değil, arabulucuya gidecek
Hükümetten radikal adım. İşçi-işveren anlaşmazlıklarında taraflar mahkemeye değil; arabulucuya gidecek. Yapılacak yasal değişiklikle iş uyuşmazlıklarında ‘arabuluculuk’ zorunlu hale getirilecek. Böylece işten atılan, istifa eden, patrondan alacağı olduğunu iddia eden işçiler de işçisinden şikayetçi olan patronlar da doğrudan mahkemeye gidemeyecek.
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun, 6 ay içinde yapmayı planladıkları reformlar içinde ‘Adalet’ başlığı dikkat çekti. Buna göre 21 Haziran 2016 tarihine kadar işçi ve işveren uyuşmazlıklarının hızlı ve kolay bitirilmesi için iş mahkemelerinin yapısı ve işleyişi gözden geçirilecek.
Bunun için iş yargılaması sisteminde reform yapılacak. Yasal düzenleme ile iş mahkemelerinin iş yükü azaltılacak, dava süreleri kısaltılacak, uygulamada duraksamaya sebep olan konular netleştirilecek, yargılama sürecini uzatan unsurlar sistem dışına çıkarılacak. İş uyuşmazlıklarında arabuluculuk zorunlu hale getirilecek.
ZORUNLU OLMASI DOĞRU DEĞİL
Ankara Barosu Başkanı Hakan Canduran, ‘arabuluculuğun’ zorunlu tutulmasına karşı olduklarını belirterek, “Zorunluluk doğru değil. İtalya’da uygulanan bu sistemden kimse memnun değil. Çünkü Akdeniz ülkelerinde insanların sulh ve uzlaşma kültürü yok. Dolayısıyla bu zorunluluk, yargılamaları kısaltmaz aksine uzatır” dedi.
Hükümetin, adalet alanında atmayı planladığı bir başka değişiklik ise temyiz mahkemelerinin, alt derece mahkemeleri üzerindeki hukukilik denetiminin ötesine taşan yetkilerini sınırlandırmak olacak. İstinaf mahkemelerinin faaliyete geçmesiyle birlikte, Yargıtay ve Danıştay sadece hukuki denetim yapacak, istinaf mahkemeleri ise hukuki denetimle birlikte vakıa incelemesi de yapacak.
FRANSA’DA KALDIRILIYOR
Baro Başkanı Canduran, bu adımla ilgili olarak ise, “Evet Yargıtay amacının dışına çıkarak, ilk derece mahkemeleri gibi yargılamaya başladı. Oysa Yargıtay’ın asıl görevi içtihat üretmek, içtihatları birleştirmek ve hukukun tekniğini sağlamaktır. Ancak Yargıtay’ın içtihat mahkemesi özelliğini yitirmesinden dolayı şimdi istinaf mahkemelerini getiriyorlar. Bu, Yargıtay’ı içtihat mahkemesi haline getirecek ama diğer taraftan da hukukun tekniği ortadan kalkacak. Her dosya Yargıtay’a ulaşamayacağı için aynı konularda farklı kararlar verilebilecek. İstinaf mahkemeleri yedi bölgede kuruluyor. Yedi bölgede yedi ayrı yargılama usulü ortaya çıkacak. Karadeniz’de hukuk ayrı, Doğu ve Güneydoğu’da ayrı uygulanacak. Örneğin adam öldürmeye ilişkin davalarda cezai indirim Karadeniz’de ayrı Doğu ve Güneydoğu’da ayrı karar çıkabilecek. Yargılamanın süresini kısaltmak yerine uzatacak, bir adım. Bir anlamda ‘bölgeselcilik’ başlıyor. Eyalet sistemi kurulursa bölgeye göre hukuk başlamış oluyor. Fransa’da çok uzun süredir uygulanan bu sistem kaldırılmaya çalışılıyor. Özetle şunu vurgulamak isterim ki, yargıyı bağımsız hale getiremedikten sonra siz bu yöntemlerin hangisini ortaya koyarsanız koyun başarılı olma imkanınız yoktur” dedi.
İKİ HAFTA İÇİNDE SONLANDIRILACAK
Arabuluculuk konusunda halen bilinmeyen bir çok konunun olduğunu söyleyen Alternatif Uyuşmazlık Çözümleri Derneği Başkanı Arabulucu Av. Şamil Demir“Başvuru adliyelerdeki arabuluculuk merkezlerine yapılacak. Arabuluculuğa başvuracak olan taraf, karşı tarafın yerleşim yerindeki, karşı taraf tüzel kişi ise merkezinin bulunduğu yerdeki veya işin yapıldığı yerdeki arabuluculuk merkezlerinden birine giderek işlemleri başlatabilecek.
Sürecin en çok iki hafta içinde sonuçlandırılması öngörülüyor. Ancak arabuluculuğa başvuranların genellikle ilk bir-iki saatte anlaştıkları görülüyor. Sürecin uzaması halinde ise arabulucunun süreyi bir kez uzatma yetkisi olacak. Arabuluculuk boyunca dava açma süreleri işlemeyecek” dedi.
İLK İKİ SAATİ DEVLETTEN
Av. Demir, arabuluculuk ücreti ile ilgili ise “Arabuluculuk ücretinin ilk iki saati devlet tarafından karşılanacak. Anlaşma gerçekleşmez ise bu ücret yargılama giderinden sayılacak. İlk iki saatte anlaşma sağlanamazsa arabulucu taraflardan ücret isteyebilecek. Taraflar başka şekilde anlaşmadığı sürece arabuluculuk ücreti eşit ödenecek” şeklinde konuştu.
64.hükümetin, adalet alanında 6 ay içinde atmayı planladığı diğer adımlar ise şöyle:
– Bilirkişilik müessesesi yeniden ele alınarak müstakil bir kanun tasarısı hazırlanacak. Bilirkişilik konusunda geniş katılımlı ve sorunların tespitine yönelik bir çalışma yürütülerek ihtiyaç duyulan düzenlemeler yapılacak. Bu kapsamda hakimlerin yargı yetkisini bilirkişilerle paylaşmasını önleyecek, hakimin mesleki bilgisiyle çözümlenebilecek konularda bilirkişi raporu alınmasını engelleyecek düzenleme yapılacak. Bilirkişi uzmanlık alanları belirlenerek bilirkişilik müessesesinde
akreditasyon sistemi geliştirilecek. Bilirkişilerin seçimi ve görevlendirilmesine yönelik standartlar belirlenecek ve sertifikalandırma sistemine geçilecek.
HER DAVA İÇİN BİTİŞ SÜRESİ BELİRLENECEK
– Ülke genelinde ideal yargılama süreleri belirlenecek. Adlî istatistiklerden yararlanarak mahkeme ve dava türlerine göre ülke genelinde ideal yargılama süreleri belirlenecek, mahkeme ve savcılıkların bu sürelere uymasını sağlayacak tedbirler alınacak. Örneğin ‘boşanma davası en fazla 2 yıl, yaralamalı ceza davası 1 yılda biter’ denilecek.
– Adlî ve idarî yargıda istinaf mahkemelerinin faaliyete geçmesi sağlanacak. Böylece yüksek mahkemelerin iş yükü azaltılacak ve bu mahkemeler asli fonksiyonu olan içtihat mahkemeleri haline getirilecek.
– Adli Tıp Kurumu yeniden yapılandırılacak. Adli Tıp Kurumunun kapasitesi artırılacak ve bilirkişi görüşü için kuruma gelen dosyaların makul sürede sonuçlandırılması sağlanacak. Bu kapsamda, Adli Tıp İhtisas Dairelerinin ve Kurumun ülke genelindeki birimlerinin sayısı artırılacak.
Kaynak: Muhasebe Network