İşsizlik oranında engellenemeyen yükselişin nedeni düşük büyüme. Her yıl işgücüne yeni katılan 500 bin kişiyi istihdam edebilmek için en az yüzde 4.5-5 büyümemiz gerekiyor. Ancak bu yıl bu oran hayal. Uzmanlar ‘Yükselişin sürmesi kaçınılmaz’ diyor.
KÜRESEL kriz yıllarının ardından buzdolabına kaldırdığımız işsizlik sorunu yine hortladı. Türkiye İstatistik Kurumu arındırılmamış verilerin yüzde 9.8’e, mevsim etkilerinden arındırılmış verilerin ise yüzde 10.4’e yükseldiğini önceki gün açıkladı. Peki bu sorun niye yeniden önümüze çıktı? Bunun nedeni çok basit. Türkiye ekonomisi kriz yıllarının ardından girdiği iç talep etkisiyle hızlı büyüme sürecinin sonuna geldi. Geçen yıl ancak yüzde 4.1 büyüdük, bu yılın ilk çeyreğinde 4.7, ikinci çeyreğinde ise yüzde 2.1’lik büyüme sağlandı. Üçüncü çeyrek de çok umut vermiyor. Son çeyrek için konuşmak erken olsa da yıl sonu hükümetin Orta Vadeli Program (OVP) hedefi bile yüzde 3.3. Türkiye’de her yıl ortalama 500 bin kişi işgücüne katılıyor. Bu yeni katılanları gözönüne alarak işsizlik oranını sabit tutulabilmesi için yıllık en az yüzde 4.5-5 oranında büyümemiz gerekiyor. Ancak yüzde 3.3 büyüme bu yeni 500 bin işgücüne iş bulunamayacağı gibi işsizlik oranındaki yükseliş de tutulamayacak.
GÜÇLÜ DEĞİL
İş Yatırım Menkul Değerler Uzmanı Muammer Kömürcüoğlu da işsizliği yeniden çok konuşmamızın nedeninin büyüme olduğuna dikkat çekiyor. İç talepte beklentilerin altında büyümenin işsizlik oranında yükselişe neden olduğunu belirten Kömürcüoğlu’na göre yılsonunda OVP’deki yüzde 9.6’lık hedef aşılacak. Üçüncü çeyrekte de güçlü bir toparlanma olmadığı için mevcut kırılganlıklar da devam ederse işsizlikte yükselişin sürmesinin kaçınılmaz olduğuna vurgu yapan Kömürcüoğlu’na göre kısa vadede işsizliği azaltabilecek tek şey büyüme.
İSTİHDAM YARATMA KAPASİTEMİZ ZAYIF!
HSBC Portföy Stratejisti Ali Çakıroğlu da işsizlikte bozulmanın devam edeceğini vurguluyor. Çakıroğlu’nun yılsonu için yüzde 9.8 işsizlik oranı bekliyor. Çakıroğlu şöyle konuştu: “Ekonominin istihdam yaratma kapasitesi artmalı. Bunu sağlayabilecek faktör ise özel sektörün yatırımları. Özel sektör yatırımlarının gayri safi milli gelir içindeki payı 2011’in son çeyreğinden bu yana istikrarlı bir şekilde düşüyor. Bu oran 2011’de yüzde 22.3 idi 2014’ün ikinci çeyreği itibariyle dört çeyreklik ortalama yüzde 19.3’e geriledi.”
SURİYELİYİ KAPSIYOR
TÜİK Hanehalkı İşgücü İstatistikleri sorumlusu Murat Karakaş Hürriyet’e yaptığı açıklamada “Eğer Suriyelilerin bir ikametgahı varsa ve bu ikametgahta önümüzdeki 12 ay süresince oturma niyeti var ise hanehalkı olarak sayıyoruz ve bu kişilerle işsizlik anketi gerçekleştiriliyor. Ancak anketten Suriyelilere ilişkin bağımsız bir tahmin veremiyoruz” diye konuştu.
Kaynak: hurriyet.com.tr