Ülkemizde vergiler vergi mükelleflerinin beyan ettikleri matrahlar üzerinden hesaplanmakta ve tahsil edilmektedir. Vergi mükellefleri veya vergi sorumluları vergi kanunlarında belirtilen matrah ve oranlara göre vergilerini hesaplayıp, kağıt ortamında veya elektronik ortamda, bir beyanname ile vergi dairesine bildirmektedirler. Vergi dairesi tarh tahakkuk ve tahsil işlemlerini gerçekleştirmektedir. Vergilemede mükellefin beyanının esas alınması, mali idarenin beyanların doğruluğunu vergi denetimine tabi tutma yetkisine sahip olmasını gerektirmektedir. Mükellef veya vergi sorumlusunun beyanlarının denetim sonucunda doğru olmadığının ortaya çıkması halinde vergi dairesi cezalı vergi tarhiyatı yapacaktır.
Tarh edilen vergi ve kesilen cezaya karşı mükellefler vergi idaresi ile uzlaşma yoluna gidebilir veya vergi mahkemesinde dava açabilir. Bu, anayasamız ve vergi kanunları ile tanınmış bir haktır. Acaba, mükellefler kendi beyanları dolayısıyla dava açabilirler mi? Bu gün yazımızda bu konuyu ele alacağız.
Yasal durum ve ihtirazi kayıtla beyan
Vergi Usul Kanunu’nun 378’inci maddesinde ;”Vergi mahkemesinde dava açabilmek için verginin tarh edilmesi, cezanın kesilmesi, tadilat takdir komisyonları kararlarının tebliğ edilmiş olması; tevkif yoluyla alınan vergilerde istihkak sahiplerine ödemenin yapılmış olması ve ödemeyi yapan tarafından verginin kesilmiş olması lazımdır.
Mükellefler beyan ettikleri matrahlara ve bu matrahlar üzerinden tarh edilen vergilere karşı dava açamazlar. Bu kanunun vergi hatalarına ait hükümleri mahfuzdur.” hükmüne yer verilmiştir.
İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27/4’üncü maddesinde; “Vergi mahkemelerinde, vergi uyuşmazlıklarından doğan davaların açılması, tarh edilen vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümlerin ve bunların zam ve cezalarının dava konusu edilen bölümünün tahsil işlemlerini durdurur. Ancak, 26’ncı maddenin 3’üncü fıkrasına göre işlemden kaldırılan vergi davası dosyalarında tahsil işlemi devam eder. Bu şekilde işlemden kaldırıla dosyanın yeniden işleme konulması ile ihtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine yapılan işlemlerle tahsilat işlemlerinden dolayı açılan davalar, tahsil işlemini durdurmaz. Bunlar hakkında yürütmenin durdurulması istenebilir.” denilmiştir.
Normal olarak vergi mükelleflerinin (vergi sorumluları dahil) kendilerince hazırlanıp vergi dairesine verilen beyannamelerde yer alan bilgilere vergi mahkemelerinde itiraz etmeleri anlamsız görünmektedir. Ancak, vergi kanunlarının karmaşıklığı, vergi idaresi ile yargının farklı yorumları, vergi idaresinin kanunlara uygun olmayan tebliğleri ve özelgeleri karşısında mükellef veya sorumlunun beyanname düzenlemesi ve doğru beyanname vermesi kolay olmayabilmektedir. Bu gibi durumlarda mükellef, kendine göre doğru bildiği şekilde beyanname vermesi durumunda ise vergi cezası İle karşı karşıya kalabilecektir. Bu riski ortadan kaldırmak için mükellefin kendi görüşüne göre beyanda bulunması ve aynı zamanda beyanına, gerekçelerini de açıklayarak dava açabilmesi doğru olacaktır.
VUK’un 378’inci maddesindeki, yukarıda verilen hükme göre mükellefler kendi beyanlarına karşı dava açamazlar. İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27/4’üncü maddesinde ihtirazi kayıtla verilen beyannamelerle ilgili ifadeler ihtirazi kayıtla beyanname vermenin yasal olarak da düzenlendiği söylenebilir.
VUK’ta olmamasına rağmen kabul ediliyor
VUK’un 378’inci maddesinin ikinci fıkrasına göre mükellefler beyan ettikleri matrahlar üzerinden tarh edilen vergilere karşı dava açamazlar hükmüne rağmen, Danıştay muhtelif kararlarında ortaya çıkan görüşü mükelleflerin beyanlarına karşı dava açabilecekleri yönündedir. Mükelleflerce dava açmaya imkan verecek ve kendi gerekçelerini de içerecek şekilde vergi dairesine verilen beyannamelere ihtirazi kayıtla beyanname denilmektedir. Kanununun 27’nci maddesinin 4’üncü bendinde yer alan “…. ihtirazı’ kayıtla verilen beyannameler üzerine yapılan işlemlerinden dolayı açılan davalar, tahsilat işlemlerini durdurmaz. Bunlar hakkında yürütmenin durdurulması istenebilir.” hükmüyle ihtirazı kayıtla beyanname verilmesi ve buna karşı dava açılması esası yasal zemine oturtulmuştur. İhtirazi kayıtla beyan Gelir İdaresi’nce de kabul edilmiş durumdadır. Bu, Vergi Daireleri İşlem Yönergesi’nin Vergilendirme Bölümü’nde, İhtirazı Kayıtla Verilen Beyannameler Üzerine Yapılacak İşlemler başlığı altında mükelleflere kanuni gerekçe gösterilerek beyan edilen matrah veya matrah kısmı üzerinden tarh edilen vergiye dava hakkının saklı tutulması yolunda beyannameye yazılı nota ihtirazı kayıt adı verildiğini belirterek bu beyannamelere yapılan itirazı, Vergi Usul Kanunu’nda olmamasına rağmen kabul edildiği anlaşılmaktadır.
İhtirazi kayıtla beyan ve dava açma
Vergi kanunlarına göre beyan üzerinden alınan vergiler tahakkuk fişinin düzenlenip mükellefe veya mükellef adına vergi dairesine tevdi edene verildiği anda vergi tahakkuk etmiş olmaktadır. Aynı şekilde ihtirazi kayıtlı beyanda da tahakkuk fişinin düzenlenip mükellefe veya mükellef temsilcisine verildiği anda vergi tahakkuk etmiş olmaktadır. Beyana dayanan tarhiyatlarda tahakkuk fişinin kesilip mükellefe verilmesiyle (Vergi beyannamesini ilgili vergi dairesine tevdi eden kimsenin kendisine verilen tahakkuk fişini almaması, beyannamede yazılı matrah üzerinden tarhı gereken verginin tahakkukuna engel olmaz.) tarh işlemini müteakip tebliğ tahakkuk işlemi aynı anda gerçekleştiğinden, tahakkuk fişinin mükellefe tevdi edilmesi tebliğ yerine geçen bir işlemdir. Dolayısıyla tahakkuk fişinin mükellefe tevdi edilmesini izleyen günden itibaren otuz günlük süre içinde mükellef beyan ettiği matrah veya matrah kısmını (matrah beyan edilirken belli bir kısmı için tereddüt hasıl olmuşsa, tereddüt edilen kısım ayrıca belirtilmelidir.) dava konusu yapabilir. Dava açma bakımından aşağıdaki huşulara dikkat edilmesi yerinde olur. İhtirazi kayıtla verilen beyannamenin vergi dairesince diğer beyannamelerden ayrılabilmesi için beyannamenin üzerine “İHTİRAZ! KAYITLA BEYANDIR” şeklinde not konulması gerekir. Ayrıca, gerekçesinin ekli dilekçede olduğu belirtilmeli ve beyannameye bu dilekçe eklenmelidir…Elektronik ortamda verilen beyannamelerin ihtirazi kayıtla verilmesi durumunda ise, ihtirazi kayıtla ilgili kutucuğun işaretlenmesi gerekir. Ayrıca, beyannamenin ihtirazi kayıtla verilmesinin gerekçelerini gösteren bir ihtirazi kayıt dilekçesinin de beyanname verme süresi içinde vergi dairesine verilmesi gerekir. Beyannamenin düzenlendiği tarihte ilgili vergi dairesine verilmesi olası ihtilafları önler.
– Açılan dava , mükellef lehine sonuçlanırsa, fazla olarak tahakkuk eden vergi terkin edilir.
– İhtirazi kayıtla verilen beyannamelerde gösterilen vergi tahsil edilmişse tahsil edilen vergi iade edilir.
– Dava, vergi dairesi lehine sonuçlanmışsa, tahakkuk eden vergi tahsil edilmişse her hangi bir işlem yapılmaz, tahsil edilmemişse tahsili yoluna gidilir.
– Vergi mahkemesinin kararına karşı taraflarca bölge idare mahkemesi ya da Danıştay nezdinde dava açılabilir. / Akif Karaca & Mehmet Şafak
Kaynak: Muhasebe Network