Geçici Vergilendirme Dönemi Uygulaması
Söz konusu Taslak Kanun’un 3.maddesi ile, 193 sayılı Kanunun mükerrer 120 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “ilk dokuz ayı için belirlenen” ibaresinin madde metninden çıkarılması öngörülmüştür.
Bilindiği üzere mevcut durumda, gerçek usulde gelir vergisine tabi ticari kazanç sahipleri ile serbest meslek erbabının cari vergilendirme döneminin gelir vergisine mahsup edilmek üzere ilgili hesap döneminin ilk dokuz ayı için belirlenen dönem kazançları üzerinden geçici vergi ödemeleri gerekmektedir. Aynı şekilde kurumlar vergisi mükelleflerince, cari vergilendirme döneminin kurumlar vergisine mahsup edilmek üzere Gelir Vergisi Kanununda belirtilen esaslara göre ve cari dönemin kurumlar vergisi oranında geçici vergi ödenmektedir.
Cari vergilendirme döneminin ilk dokuz ayı, üçer aylık dönemler itibarıyla geçici vergi dönemleri olarak belirlenmiştir.
Söz konusu düzenlemeyle, geçici vergi mükellefiyeti bulunan mükelleflerin kazançlarının 3, 6, 9 ve 12 aylık dönemlerle tespit edilebilmesi, böylelikle dördüncü geçici vergi döneminin sisteme dahil edilerek bu dönem faaliyet sonuçlarını içeren geçici vergi beyannamesi alınması sağlanması planlanmaktadır.
Söz konusu düzenlemenin 2025 yılı gelir ve kazançlarına uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girmesi öngörülmüştür.
Kanun gerekçesinde dördüncü geçici vergilendirme döneminin kaldırılması uygulamasının, kurumlar ve gelir vergisi beyannamesi verme süresinin değişmemesi ile birlikte uygulamada bilgi belge akışına ilişkin sürelerin değişmesine, finansal raporların ve beyannamelerin sağlıklı bir şekilde süresinde hazırlanamamasına sebebiyet verdiği ifade edilmiştir.
İktisadi İşletme Oluşmuş Sayılmayacak Bazı Kazançlar İçin Uygulama Süresinin Uzatılması
Söz konusu Kanun taslağı’nın 26.maddesi ile Kurumlar Vergisi Kanunu’nun geçici 2.maddesinde yapılması öngörülen düzenleme ile, Kurumlar Vergisi Kanununun geçici 2 nci maddesinde yer alan 31.12.2025 tarihine kadar dernek veya vakıflarca elde edilen kesinti suretiyle vergilendirilmiş kira gelirleri ile menkul kıymet ve faiz gelirleri; Millî Eğitim Bakanlığına bağlı okullardaki atölye ve uygulama birimleri ile çıraklık ve halk eğitim merkezlerindeki uygulama birimlerine bağlı döner sermaye işletmelerinin gelirleri nedeniyle iktisadi işletme oluşmuş sayılmayacağına yönelik düzenlemenin uygulama süresinin 31/12/2035 tarihine kadar uzatılması amaçlanmaktadır.
UEFA Organizasyonlarında Türkiye’de Kazanç Elde Eden Yabancı Takımlar İle Organizasyonda Görevli Tüzel Kişilerin Kazançlarının Gelir ve Kurumlar Vergisinden Muaflığı Düzenlemesi
Söz konusu Kanun taslağı’nın 27.maddesi ile yapılması öngörülen düzenleme ile, ülkemizde oynanacak olan 2026 UEFA Avrupa Ligi Finali ve 2027 UEFA Konferans Ligi Finali müsabakaları ile 2032 UEFA Avrupa Futbol Şampiyonası kapsamında Avrupa Futbol Federasyonları Birliği (UEFA) ile işyeri, kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan katılımcı takımlar ve organizasyonda görevli tüzel kişiliklerin, bu müsabakalara ilişkin olarak Türkiye’de elde ettikleri kazanç ve iratları dolayısıyla gelir ve kurumlar vergisinden muaf tutulmaları sağlanmaktadır. Ayrıca, söz konusu muafiyetin bu kapsamda elde edilecek kazanç ve iratlar üzerinden tevkif yoluyla alınması gereken vergileri de kapsadığı düzenlenmektedir. Öte yandan, Avrupa Futbol Federasyonları Birliği (UEFA) Türkiye Ofisi’nin bu müsabakalar ve Şampiyona kapsamında elde ettiği gelirler dolayısıyla iktisadi işletme oluşmuş sayılmayacağı hususunda düzenleme yapılmaktadır.
Prime Esas Kazanç Üst Sınırının Asgari Ücretin 9 Katına Çıkarılması
Söz konusu Kanun taslağı’nın 21.maddesi ile yapılması öngörülen düzenleme ile, prime esas kazanç üst sınırının asgari ücretin 9 katına çıkarılması planlanmaktadır.
Mevcut mevzuata göre prime esas kazanç üst sınırı, asgari ücretin 7,5 katı olarak uygulanmaktadır.
Yatırım İzleme Ve Koordinasyon Başkanlıklarının Mülkiyetindeki Taşınmazların Satışı Suretiyle Gerçekleşen Devir Ve Teslimlerin KDV’den İstisna Tutulması
Söz konusu Kanun taslağı’nın 13.maddesi ile KDV Kanununda yapılması öngörülen düzenleme ile belediyeler ve il özel idarelerinin mülkiyetinde olan taşınmazlara ilişkin KDV istisnasının kapsamı genişletilerek yatırım izleme ve koordinasyon başkanlıklarının mülkiyetindeki taşınmazların da satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimlerin KDV’den istisna tutulması amaçlanmaktadır.
Söz konusu Kanun taslağı’nın 5.maddesi ile yapılması öngörülen düzenleme ile büyükşehir olan illerde il özel idareleri yerine kurulan yatırım izleme ve koordinasyon başkanlıklarının, il özel idarelerinde olduğu gibi adlarına kayıt ve tescilli taşıtların motorlu taşıtlar vergisinden istisna tutulması sağlanmaktadır.
Söz konusu Kanun taslağı’nın 6.maddesi ile yapılması öngörülen düzenleme ile yatırım izleme ve koordinasyon başkanlıklarının, il özel idarelerinde olduğu gibi taşınmaz edinimlerinde ve satışlarında tapu harçlarından istisna tutulması sağlanmaktadır.
Tescil Edilmiş İkinci El Araçların Satış Ve Devir İşlemlerine İlişkin Harç İstisnasının Kaldırılması
Söz konusu Kanun taslağı’nın 12.maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununda yapılması öngörülen düzenleme ile, noterler tarafından gerçekleştirilen tescil edilmiş araçların (ikinci el araçların) satış ve devir işlemlerine ilişkin harç istisnası kaldırılması planlanmaktadır.
Noterde Yapılan Sıfır Araçların İlk Tescili İşlemlerinden Ve Tescil Edilmiş Araçların (İkinci El Araçların) Satış Ve Devrine İlişkin İşlemlerden 1000 TL’den Az Olmamak Üzere Binde 2 Noter Harcı Uygulanması
Yapılan düzenlemeyle, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu kapsamında noterde yapılan sıfır araçların ilk tescili işlemlerinden ve tescil edilmiş araçların (ikinci el araçların) satış ve devrine ilişkin işlemlerden, satış ve devir bedeli üzerinden, belirlenen asgari maktu harçtan az olmamak üzere nispi noter harcı alınması amaçlanmaktadır.
Buna göre, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu kapsamında araçların ilk tescil işlemleri ile tescil edilmiş araçların satış ve devirlerinde, 1.000 TL’den az olmamak üzere satış ve devir bedeli üzerinden Binde 2 oranında harç alınması planlanmaktadır.
Tapu Harcı İçin Uygulanan Cezalar
Mevcut durumda, gayrimenkullerin devir ve iktisaplarında; emlak vergisi değerinden az olmamak üzere mükelleflerce beyan edilen alım satım bedeli üzerinden tapu harcı hesaplanmakta, beyan edilen alım satım bedelinin gerçek durumu yansıtmadığının tespiti halinde, aradaki farka ilişkin tapu harcı %25 nispetinde vergi ziyaı cezasıyla alınmakta olup, yapılan düzenlemeyle gerçek alım satım bedelinin beyan edilmesini sağlamak amacıyla bu cezanın bir kat olarak alınması sağlanmaktadır.
Söz konusu Kanun taslağı’nın 7.maddesi ile Harçlar Kanunu’nda yapılması öngörülen düzenleme ile,
492 sayılı Kanunun 63 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan “% 25 nispetinde” ibaresi “bir kat” şeklinde değiştirilmesi öngörülmektedir. Buna göre, tapuda gerçekleştirilen gayrimenkul devir ve iktisaplarına ilişkin olarak Harçlar Kanununun 63 üncü maddesinde ve harca tabi işlemi tanımlayan Kanuna bağlı (4) sayılı tarifenin I/20-a bendinde düzenleme bulunmakta, her iki hüküm aynı sonucu doğurmakla birlikte maddelerin tedvin tarzı farklılık arz etmektedir. Bu farklılık işlemin taraflarında yanlış bir algıya sebebiyet verebilmekte ve sonucunda taraflar cezalı işleme muhatap olmaktadır.
Bu kapsamda madde ile söz konusu tarife hükmünde de Harçlar Kanununun 63 üncü maddesine paralel olarak ifade değişikliği yapılarak tedvin tarzındaki farklılık giderilmekte, hâlihazırda da uygulana geldiği üzere gayrimenkul devir ve iktisaplarında tapu harcının, emlak vergisi değerinden az olmamak üzere mükelleflerce beyan edilen alım satım bedeli üzerinden alınacağı hususu pekiştirilmektedir.
Mesken Kira Gelirlerinde Gelir Vergisi İstisnası Uygulamasının Kapsamının Daraltılması
Söz konusu Kanun taslağı’nın 1.maddesi ile, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 21 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Binaların” ibaresinin “Kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumlarından emekli, maluliyet, dul ve yetim aylığı alanların Türkiye sınırları içerisinde sahibi oldukları binaların” şeklinde değiştirilmesi öngörülmüştür. Planlanan değişiklik ile, sahip oldukları binaları mesken olarak kiraya verenlerin bir takvim yılı içinde elde ettikleri mesken kira gelirlerine ilişkin istisna, kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumlarından emekli, maluliyet, dul ve yetim aylığı alanlara yönelik olarak yeniden düzenlenmektedir.
Kiraya Verilen Konutlar Dolayısıyla Yapılan Ve Bunlara Sarf Olunan Borçların Faizlerinin Gayrisafi Hasılattan İndiriminin Kaldırılması
Kanun teklifinin 2.maddesi ile 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 74 üncü maddesinin birinci fıkrasının (4) numaralı bendinde yer alan “Kiraya verilen mal ve haklar” ibaresinin “Konutlar hariç olmak üzere kiraya verilen mal ve haklar” şeklinde değiştirilmesi öngörülmüştür.
Kişiler, tasarrufları veya diğer mal varlıklarıyla gayrimenkul satın alabildikleri gibi kredi çekmek suretiyle de gayrimenkul satın alabilmektedirler. Söz konusu değişiklik ile, kredi kullanarak satın aldıkları gayrimenkulleri kiraya verenlerin, bu krediler için ödedikleri faizleri kira gelirlerini beyan ederken gider olarak indirme imkanına sahip oldukları için, kiraya verilen gayrimenkulü kredili veya kredisiz alan kişiler arasında vergi yükü açısından oluşan farklılığın ortadan kaldırılması planlanmaktadır.
Fırat İnsel
Vergi Müfettişi
firat_insel88@hotmail.com
06.11.2025
Kaynak: www.MuhasebeTR.com

