Damga Vergisi Matrahı Takdir Yoluyla Belirlenebilir Mi?

Damga Vergisi Kanununun 1. maddesine göre, Kanununa ekli I sayılı Listedeki kağıtlar damga vergisine tabidir. 

Bu kağıtların genel özelliği, düzenleyen ve imzalayan taraflara bir hukuk  (hak ya da borç) yaratmasıdır.  Bu hukuk herhangi bir şeyi ispat veya belli etmek için İBRAZ edilebilir belgeleri ifade eder.   Damga Vergisi Kanununun 4. maddesine göre, kağıdın vergisinin belirlenmesi için kağıdın mahiyetine bakılır.  Kağıtların şekli belli ise (sözleşme, taahhütname, temlikname vs. gibi)  vergilemede bu durum dikkate alınır. Belli değilse kağıdın içerdiği hükme bakılır.   Damga Vergisi Kanununun 10. maddesine göre, nispi vergilemede, kağıtta yazılı “belli para”  esas alınır.   Belli para deyimi ise; · Kağıdın ihtiva ettiği bedeli   · Bunlarda yazılı rakamların hasıl edeceği parayı ifade etmektedir.   Dolayısıyla, DV,   kağıtların düzenlendiği ve imzalandığı tarihte doğar. 

DV’nin hesaplanabilmesi için;   1) Kağıtta açıkça bir bedelin yer alması   2) Açıkça bedel yazılı olmamakla birlikte, kağıttaki verilerden bedelin (vergi matrahının)  kolayca  hesaplanabilmesi gerekmektedir. 

Bu hesaplama, varsayıma dayanmayacak, normal matematiksel uygulamalarla ( dört  işlemle) bulunabilecek bir değer olmalıdır.

Bunun nedeni ise kağıdın, ibraz edildiği yerde (noter, mahkeme, kamu idaresi, banka vs. gibi) her hangi bir ihtilafa ya da tereddüde yer bırakmayacak açıklıkta hukuk ve değer ifade ediyor olmasıdır.   Eğer kağıdın imzalandığı anda böyle bir bedel hesaplanamıyorsa kağıdın hak veya hukuk aramak için İBRAZ EDİLEBİLİRLİĞİ yok demektir.  

Uygulamada sık rastlandığı gibi, bu kağıdın kullanımına bağlı olarak sonradan ortaya çıkan hak ediş ya da fatura, makbuz gibi kağıtların tutarından hareket edilerek kağıda bedel hesaplanamaz.    Ancak, kağıt üzerinde bir başka kağıda atıfta bulunuluyorsa, atıf yapılan kağıdın hükümlerine göre ortaya çıkan durum vergilemede esas alınır.

Bir bedel içermediği gibi,  kağıdın düzenlendiği anda  kağıtta yazılı bilgilerden bir bedel hesaplanması da mümkün olmayan durumlarda  damga vergisi hesaplanamaz. 

Kağıt mahiyeti itibariyle  damga vergisinin konusuna girmekle birlikte, matrah içermediği için vergi hesaplanmaz. Aynı kağıt, Kanunda maktu vergiye tabi bir kağıt olarak ayrıca belirtilmişse, üzerinde bedel/matrah bulunmaması, maktu verginin tahsiline engel olmaz.   Uygulamada sık karşılaşılan hususlardan örnek verecek olursak, sözleşmede yapılacak işin, kullanılacak malzemenin detaylı olarak belirtildiği ancak bedelin hesaplanmasına gidilemediği kağıtlardan söz etmek gerekecektir. 

Bu tür sözleşmelerde genellikle, yapılacak işle ilgili,  hafriyat, doldurma, toprak taşıma, serme, servis yolu açma, teknik eleman çalıştırma, iş güvenliği, çevre koruma, kullanılacak malzemenin niteliği ve asgari miktarı gibi konular belirlenir. Hatta yapılacak  işin 1m2’sinin maliyeti bile belli edilmiş olabilir. 

Ancak, bedelin hesaplanmasına yarayacak toplam metraj yani kesin ölçüler  belli olmadığı için  işin de toplam değeri   hesaplanamamaktadır..    Zira, yapılacak işin genişliğine, arazinin özelliğine ve iklim şartlarına bağlı olarak yürütülecek bir işte  toplam hafriyat ve taşıma miktarının ne olacağının  bilinememesi  gayet normaldir.  Bu nedenle sadece birim m2  değeri ortaya konmaktadır. 

Bu tür sözleşmelerde, kağıtların imzalandığı ve taraflar için hüküm ifade ettiği anda bir bedel hesaplanamıyorsa damga vergisi de söz konusu olmayacaktır.    Dolayısıyla, kağıtlar düzenlenirken belli olmayan/hesaplanamayan  bir bedelin, sonradan yapılacak hak edişlere veya faturalara dayanılarak tespiti mümkün değildir. Zira, bu sözleşme, mahkeme, noter, banka, resmi dairelere  ibraz edildiği takdirde  öyle bir bedel taşıdığı iddia edilemez. 

Yurt içinde düzenlenen kağıtlarda  “kağıdın hükmünden yararlanma” durumundan söz edilebilmesi ancak   süresi bittikten sonra tekrar kullanılan veya  yararlanılan kağıtlar  için” söz konusudur

Bir kağıdın hükmünden yararlanma olayı, normalde,  “yurt dışında düzenlenen kağıtların”    Türkiye’de  ibraz olunması durumuna ilişkindir.

Buna rağmen, uygulamada sık rastlanılan bir durum olarak vergi daireleri, “kağıdın hükümlerinden yararlanıldığı” ve  yapılan işin bedelinin   “hakedişler üzerinden hesaplanabildiği”  iddiasıyla, düzenlendiği anda  bedel içermeyen ve üzerinden kolayca bedel hesaplanamayan  sözleşmelerin, damga vergisi matrahının takdir yoluyla tespiti için takdir komisyonlarına başvurmaktadır.

Takdir komisyonlarının, kendilerine gelen taleplerin nedenleri konusunda (rakamsal hata dışında) itiraz hakkı bulunmamaktadır. Bu nedenle, sadece TAKDİR YAPMIŞ OLMAK İÇİN vergi idaresinden gelen veriler üzerinden matrah hesaplamakta ve damga vergisinin “re’sen tarhiyatı” gerçekleştirilmektedir. 

Bu uygulamada amaç, aslında damga vergisine tabi olduğu halde beyan edilmemiş, ödenmemiş ancak  ikmalen tarhiyat olanağı bulunmayan, düzeltme yolu da kullanılamayan bir vergilemeye “tarhiyat yöntemi”bulmaktır.  Dolayısıyla, takdir komisyonu,  VUK’un 30. Maddesinde yer alan re’sen tarhiyat yöntemine gerekçe yaratmaktadır. 

Şu halde, İdarece tespit edilen ve üzerinde, matrahı/değeri belli olan ya da kolayca hesaplanabilen bir kağıt için, sadece tarhiyat yöntemi sağlamak amacıyla takdire gidilebilir. Ama, hesaplanamayan bir bedel için  takdir yoluyla matrah takdir komisyonunca takdir edilemez.   

Şu halde, takdir komisyonu marifetiyle  haricen hesaplanan matrah, takdir konusu   kağıda hukuki bir değer yaratır mı? Sorusuna da cevap aramak gerekecektir.

Takdir komisyonları, matrah ve vergiyi hesaplayarak takdir eder. Bunu yaparken inceleme ve araştırma yetkisi de vardır. Dolayısıyla -kağıt üzerindeki bilgilerden ve atıflardan bulunabiliyorsa- matrahı hesaplar ve belirler ama bunlar yoksa kendisi  “matrah yaratamaz” 

Damga vergisi özel bir vergidir. Konusu, kazanç, harcama, zarar, kar vs. değildir. Konusu kağıtlar ve bu kağıtlar üzerindeki hukuki değerdir. Üstelik, bu hukuki değerin ortaya çıkması yani vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi ancak kağıdın imzalanması sırasında söz konusu olabilmektedir. 

 Takdir komisyonu aracılığıyla belirlenen bedelin – vergi dairesi dışında- itirazsız kabul göreceği ve “yaratılan hukuk” olarak itirazsız işlem göreceği bir merci yoktur. 

Özetle; Takdir komisyonu ancak, üzerindeki bilgilerden ya da atıflardan KOLAYCA hesaplanabilecek bedeli /matrahı takdir edebilir. Bunun nedeni de tarhiyatın şekline isim koyabilmektir. 

 Bunun dışında, imzalandığı tarihte, üzerinde hesaplanabilecek bir bedelin bulunmadığı kağıtlar için,  kağıtta yazılı işlemlerin gerçekleşmesine bağlı olarak sonradan takdir yoluyla bedel yaratılamaz.

Üzerinde bedel bulunmayan, kolayca bedel hesaplanamayan ancak, atıflar nedeniyle veya yoruma dayalı olarak bedel hesaplanması gerekiyorsa bunun vergi inceleme elemanı marifetiyle yapılması daha makul bir yöntem olacaktır. 

Vergi İdaresinin damga vergisinin bedelini hakkedişlerin tutarından hareketle hesaplamaya ve tarhiyat konusu yapmaya çalışması, kağıtların imzalandığı anda mevcut olmayan bir matrahın/bedelin sonradan ve kağıdın etkilerinden yararlanılarak hesaplanması anlamına gelir ki, bu uygulama, Damga Vergisi Kanununun mantığıyla bağdaşmaz.

Hakedişler üzerinden damga vergisi hesaplaması konusunda dikkat edilecek bir hususa da bu vesileyle dikkat çekmek isteriz.

Hakedişlerin kendisi damga vergisinin konusuna girmez. Ancak, “resmi dairelerden  kişilerin banka hesaplarına veya onların nam ve hesaplarına diğer finansal kurumlara yapılan ödemeler damga vergisine tabi”  olduğundan, resmi dairelere karşı düzenlenen hakkedişlerde, sözünü ettiğimiz düzenleme nedeniyle  damga vergisi kesintisine rastlanılır. Bu durumun, yukarıda anlatılan damga vergisi matrahı yaratma kavramı ile ilişkisi yoktur.


Ertuğrul Tuncer
Yeminli Mali Müşavir
Köker YMM Bağımsız Denetim A.Ş.
etuncer@kokerymm.com

Kaynak: www.MuhasebeTR.com 
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

Bunları da sevebilirsiniz

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir