Gelir Vergisi Kanun Tasarısı’nda değer artış kazançlarında elde tutma süresine göre azalan vergi

Gelir Vergisi Kanun Tasarısı’nda değer artış kazançlarında elde tutma süresine göre azalan vergi.

gelir-vergisi

Gündemde olan Gelir Vergisi Kanun Tasarısı’ndaki en önemli düzenleme alanlarından birisi gayrimenkul değer artış kazançlarının vergilendirilmesine ilişkindir. Şahsi servetin bir parçası olan gayrimenkullerin satışından doğan kazançlara ilişkin Gelir Vergisi Tasarısı’nın öngördüğü sistem mevcut düzenlemeye göre önemli ölçüde farklılık arz etmektedir.

Capital gains

Servet ülke, sahibine gelir akımı sağlayabilen taşınır ve taşınmaz değerler olarak tanımlanır. Şahsi mameleke dâhil servet vasfındaki bir gayrimenkulün alımı için ödenen bedel ve katlanılan diğer maliyetler ile satış bedeli arasındaki fark değer artış kazancı olarak hesaplanmaktadır. Bu kazançlar genel olarak karşılaştırmalı hukukta “capital gains” olarak adlandırılmakta olup, bu servetteki bir artışı ifade eder. Genel olarak mevcut mevzuatımızda gayrimenkullerin satışında oluşan değer artış kazançları gelir vergisine tabidir. Bu temel kurala karşılık mevcut Gelir Vergisi Kanunu’nun Mükerrer 80/1-6 maddesine göre ise 5 yıldan uzun süre elde tutulan gayrimenkullerin satışından elde edilen kazançlar gelir vergisine tabi değildir.

İstisna hükümleri

Yeni Gelir Vergisi Tasarısı’nda ise farklı bir esas benimsenmiştir. Tasarıda ikamet ettiği konut haricinde iki yıldan uzun süre elde tutulan gayrimenkullerin satışından elde edilecek kazancın yüzde 40’ı, üç yıldan uzun elde tutulan gayrimenkullerin satışından elde edilecek kazançların yüzde 50’si, dört yıldan uzun süreyle elde tutulan gayrimenkullerin satışından doğan kazançlarda yüzde 60’ı, beş yıldan uzun süre elde tutulan gayrimenkullerin satılması halinde ise yüzde 75’i vergiden istisna edilmektedir. Gayrimenkul satışlarında bütünü ile vergiden istisna yöntemi kaldırılmaktadır. Elde tutulan yıla göre artan istisna uygulaması mevcut düzenlemeye göre daha ileri bir düzenlemedir. Fiilen oturduğu konutu dışında gayrimenkul edinen ve bu gayrimenkulünü elden çıkaran herkes vergi ödeyecek ama bu normal vergileme rejiminden daha az bir vergi yükü taşıyacaktır.

Tasarıda ayrıca ikamet amacıyla satın alınan ve fiilen ikamet edilen tek konutun elden çıkarılmasından doğan kazançlar da istisna edilmiştir. Bu istisnaya arsa payının devri sonucu tek konut alan arsa sahiplerinin, arsa payının devri sonucu doğan değer artış kazançları da dâhildir. Bu uygulamada mükellef ile eş ve çocuklar birlikte dikkate alınmaktadır. Tasarının öngördüğü sistem her şeyden önce ikamet amacıyla malik olunan konutun satışında ne zaman ve ne kadar kazanç elde edildiğine bakılmaksızın istisna getirmektedir. Bu tasarının en önemli yeniliklerinden biri olup, bizce konut alım satımında kayıt dışılığa neden olan çok önemli bir açmaz ortadan kaldırılmış olmaktadır. Tasarıda oturacağı konutu elde etmek gayesi ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği arsanın müteahhitlere devrinin de aynı şekilde istisna kapsamına alınması bu yöndeki tartışmalara son noktayı koymaktadır.

Diğer ülkelerde

Bu konuda diğer ülke uygulamalarına bakmak da yol gösterici olabilir. Almanya’da 10 yıldan uzun süre elde tutulan gayrimenkullerin satışı gelir vergisine tabi tutulmamaktadır. Ayrıca satılan gayrimenkulün yerine yeni bir gayrimenkul alınması halinde de belirli şartlarla istisna uygulanmaktadır. İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri uygulamasında süreye bağlı bir istisna uygulaması yoktur. Buna karşılık İngiltere’de sahip olunan ve kullanılan evin satışından elde edilen kazançlar bütünü ile istisna edilmişken, ABD uygulamasında belirli süre içinde yeni bir ev alma şartı ile 250 bin dolar tutarında istisna vardır. Bu istisna evlilik halinde 500 bin dolar olarak uygulanmaktadır. Burada Almanya örneğine uygun olarak 10 yıldan uzun süre elde tutulan gayrimenkullerin satışının da bütünü ile vergiden istisna edilmesi düşünülebilir.

Tasarıda bir diğer dikkate alınması gereken husus ise enflasyon düzeltmesidir. Tasarıda mevcut düzenlemenin aksine enflasyon fiyat enflasyonunun çift haneli rakama ulaşıp ulaşmadığına bakılmaksızın değer artış kazancının tespitinde enflasyondan arındırma kabul edilmiştir. Tasarının bu düzenlemesi de servetlerin vergilendirilmesinin önüne geçilmesi açısından son derece olumludur.

ALİ YERLİ – YMM

Bunları da sevebilirsiniz

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir