6552 sayılı torba yasa ile kasa ve ortaklardan alacaklar hesabına getirilen af üzerine çok konuştuk, dert anlattık. Bu affın üzerinde durmaya devam ettikçe birçok çıkmazla karşılaşıyoruz.
Torba yasanın 74. maddesi; kurumlar vergisi mükelleflerinin, kayıtlarda olduğu halde işletmede bulunmayan kasa mevcudu ile ortaklardan alacaklar hesabının yüzde 3 vergi karşılığında düzeltilebileceğini söylüyor.
Düzeltmeye neden iki sebep olabilir:
Birincisi, işletmede bulunmayan paranın ortaklara kullandırıldığı gerekçesiyle yapılacak kurumlar vergisi ve KDVtarhiyatından kurtulmak.
İkincisi ise kâr dağıtımı yapıldığı gerekçesiyle yapılabilecek kâr payı vergilemesinden kurtulmak.
Düzeltme vergiden kurtarır mı?
İşte bahsettiğimiz çıkmaz, bu sorunun cevabında karşımıza çıkıyor. Aslında 6552 sayılı kanun hükmüne göre kasa hesabı ile ortaklardan alacaklar hesabı düzeltmesi yüzde 3 vergi dışında herhangi bir vergi doğurmuyor. Ancak bu kanundan aldığı yetkiye dayanılarak Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanan 1 No’lu Genel Tebliğ, tam olarak affı öngörmüyor. Vergi tarhiyatı yapılabileceğini söylüyor.
Bakın, kanunun 74. maddesinde yer alan hüküm şöyle: “Bu fıkra uyarınca beyan edilen tutarlar nedeniyle ilave bir tarhiyat yapılmaz.”
Gelin bir de tebliğde yer alan ifadeye bakalım: “Kurumlar vergisi mükelleflerince 6552 sayılı kanunun 74’üncü maddesi hükmü uyarınca yapılan beyanla ilgili olarak, söz konusu tutarların ortaklara dağıtılıp dağıtılmadığına bakılmaksızın kâr dağıtımına bağlı vergi kesintisine yönelik ilave bir tarhiyat yapılmayacaktır.”
İlave vergi
Kanun çok net ve açık bir şekilde düzeltilen tutarlar ile ilgili olarak kesinlikle ilave bir vergi alınmayacağını söylüyor. Tebliğ ise yetki aldığı kanunun hükmünü daraltıyor ve kâr dağıtımına bağlı ilave bir tarhiyat yapılmayacağını söylüyor. Aslında açık bir şekilde tebliğ, kanun hükmünü daraltıyor ve bahsettiğimiz çıkmazı oluşturuyor.
İşin daha da kötüsü vergi idaresi ve inceleme birimleri Kanun hükmünü değil de tebliğ hükmünü esas alıyorlar ve yapılan düzeltmelere rağmen ilave vergi istiyorlar. Tebliğ hükmüne göre, sadece kâr payı nedeniyle tarhiyat yapılamayacağını, ancak işletmede olmayan paranın ortaklara kullandırıldığı varsayımıyla faiz tahakkuk ettirip kurumlar vergisi ve KDV isteniyor.
Yani özetle, çok net bir şekilde ilave vergi tarhiyatı yapılmayacağını söyleyen kanun uygulanmıyor, onun yerine kanun hükmünü daraltan tebliğ uygulanıyor. Düzeltme yapanlar aftan faydalandıklarını zannediyorlar ama aslında affedilen bir durum söz konusu değil.
SOSYAL GÜVENLİK
Raporlu SGK’liye İstirahat Parası Verilir
SGK’nin sigortalılara sağladığı yardımlarından birisi de çalışılmayan (raporlu) günlerde istirahat parası ödenmesidir.
Sigortalı çalışanın hastalık sebebiyle aldığı raporla birlikte istirahata başladığı tarihten önce bir yıl içinde en az 90 gün kısa vadeli sigorta primi bildirilmiş olması gerekmektedir. Ayrıca istirahatın üçüncü gününden başlamak üzere her gün için istirahat parası (geçici iş göremezlik ödeneği) verilmektedir. Yani hastalık halinde ilk iki gün için rapor parası ödenmemektedir.
Ancak sigortalının iş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle çalışamaması durumunda ilk iki gün dahil olmak üzere her gün için geçici iş görmemezlik ödeneği verilmektedir.
4/a (SSK) ve 4/b sigortalısı kadınların (Tarım hariç Bağ- Kur’lular) doğumdan önceki bir yıl içinde en az doksan gün kısa vadeli sigorta primi bildirilmiş olması şartıyla, doğumdan önceki ve sonraki sekizer haftalık sürede, çoğul gebelik halinde ise doğumdan önceki sekiz haftalık süreye iki haftalık süre ilave edilerek çalışmadığı her gün için geçici iş göremezlik ödeneği verilir.
Günlük kazancın otuz katı
4/a ve 4/b sigortalı kadının, erken doğum yapması ve doğumdan önce kullanamadığı süreleri, kendi isteğiyle ve hekimin onayıyla doğumun son üç haftasına kadar çalışması halinde de geçici iş göremezlik ödeneği verilir. Ayrıca doğum sonrası istirahat süresine eklenen süreler için de aynı şekilde SGK tarafından ödenek çıkartılır.
Kazada, meslek hastalığında, analık hallerinde geçici iş göremezlik ödeneği; olayın olduğu tarihten önceki bir yıllık durumunun son 3 ayı hesaplanarak çıkartılan priminden toplam alınıyor ve ödenen prim gün sayısına bölünerek hesaplanıyor.
İş kazası ile meslek hastalığındaki ayrıcalık ise, sigortasından bağlanacak gelirlerin aylık kazancı, hesaplanacak günlük kazancın 30 katı olacaktır.
Meslek hastalığı, sigortalının sigortalı olarak çalıştığı son işinden ayrıldığı tarihten 1 yıl geçtikten sonra meydana çıkmış ise, günlük kazancı bu son işinden ayrıldığı tarih esas alınarak hesaplanır.
SORU-CEVAP
Kendi isteğimle istifa edersem tazminat alır mıyım?
İşyerindeki arkadaşlarımdan istifa edenlerin de artık kıdem tazminatı alacağını duydum. Ben de yaklaşık 4 yıldır çalıştığım işyerinden kıdem tazminatı alarak ayrılabilir miyim? H.K.
Kıdem tazminatının kimlere ödeneceği 1475 sayılı iş kanununun halen yürürlükte olan 14. maddesine göre belirlenmektedir. Normal şartlarda istifa edenlere kıdem tazminatı ödenmemektedir. Ancak toplam 15 yıl sigortalılık süresi ve 3600 gün prim ödemesi olup, 8.9.1999 tarihinden önce sigortalı olmuş kişilere, yaş dışında sigortalılık süresi ve prim gün sayısını tamamlamış olmaları şartıyla kıdem tazminatı ödenmesi mümkündür. Bunun dışında istifa edilmesi halinde kıdem tazminatı ödenmesi mümkün olmadığı gibi, işverenin de ihbar tazminatı talep etme hakkı olacaktır.
Yahya Arıkan
http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/144857/Kanunla_Degil__Tebligle_Kasa_Affi.html