Vergi kaçağını ihbar ve ihbarda bulunanlara verilen ikramiyeler

İhbar İkramiyesi Kimlere Hangi Şartlarda Verilir? 
Vergi kaçırma suçu ve bu suçu işleyen kaçakçılar olduğu ve bu konuda suç ve suçluyla mücadele etmek de zaruri olduğu müddetçe; öte yandan da, bu mücadelede faydalanılan enstrümanlardan belki de en eskilerinden biri de, esasları yasayla belirlenmiş olan ‘ihbar müessesesi’ olduğuna göre; elimiz mahkum, bizim için teknik bir konu mesabesinde olan bu mevzuu enine boyuna ele alıp işlemek icap ediyor.

vergi-kacagini-ihbar-ve-ihbarda-bulunanlara-verilen-ikramiyeler
Vergi kaçağının ihbarı ve ihbarda bulunanlara verilen ikramiyeler konusunu, güncel olduğu için araya başka bazı konular girse de, söz verdiğimiz gibi ele almaya devam ediyoruz, sevgili okuyucular.
Biliyorum, vergi kaçağı gibi yüz kızartıcı bir suçun önlenmesi konusunda ihbarda bulunmak suretiyle İdareye yardımcı olmakla ilgili bir mesele olduğu halde, evvelki yazılarımızın birinde de söylediğimiz gibi, bu ihbar ve muhbirlik olayı ne yazık ki bir miktar ürkütücü gelebiliyor insanlara.
Ama ne yapalım, vergi kaçırma suçu ve bu suçu işleyen kaçakçılar olduğu ve bu konuda suç ve suçluyla mücadele etmek de zaruri olduğu müddetçe; öte yandan da, bu mücadelede faydalanılan enstrümanlardan belki de en eskilerinden biri de, esasları yasayla belirlenmiş olan ‘ihbar müessesesi’ olduğuna göre; elimiz mahkum, bizim için teknik bir konu mesabesinde olan bu mevzuu enine boyuna ele alıp işlemek icap ediyor.
Diğer yandan bir okuyucunun da işaret ettiği gibi, bu muhbirlik işini meslek haline getirerek; işsiz güçsüz dolanmakta oldukları kahve köşelerinde kulak misafiri oldukları dedikoduvari duyumlar üzerine her konuda ihbarlarda bulunanlardan, sadece doğru düzgün çalışan vergi mükellefleri değil, aynı zamanda, çoğundan bir şeyin de çıkmadığı bu gibi dilekçeleri değerlendirip gereğini yapmakla görevli ve yetkili olan kamu görevlilerinin de muzdarip olduklarını tahmin etmek zor değil.
Yine de bana göre, iyi işletildiği vakit ihbar müessesesi, vergi kaçağını önlemede son derece etkili bir araç.
İhbarın sadece kaçırılan verginin tespit edilerek telafi edilmesinde değil, aynı zamanda, ‘hiç umulmadık birileri tarafından günün birinde, vergi kaçırdıklarına dair haklarında İdareye ihbarda bulunulabileceği düşüncesiyle, bu tür (vergi kaçırma) eylemler(in)den uzak duranların üzerinde meydana getirdiği caydırıcı etkinin altını çizmekte yarar var.
Muhbirin ihbarda bulunmasıyla iş bitmiyor tabii ki. Her ihbar ve şikâyet edilen vergi kaçırma ya da vergi mevzuatına uymama davranışı ikramiye verilmesini gerektirmiyor bir kere.
Köşe başındaki bakkaldan “Şu kadarlık bilmem ne aldım ama ısrarla istememe rağmen fiş vermedi. Ey maliye, ey devlet neredesin? Neden başına çullanıp kaçırdığı verginin hesabını sorarak iflahını kesmiyorsun?” diye zaman zaman verilen ‘ultra milli’ ifadelerle bezenmiş ama somut başka herhangi bir bilgi ya da belge ihtiva etmeyen birkaç satırlık dilekçeler, İdarece rutin olarak gerçekleştirilmekte olan yaygın ve yoğun saha denetimleri sırasında değerlendirilse bile bu dilekçeler çoğunlukla vergi incelemesine sevk edilecek denli veri içermedikleri için ikramiyeye de konu edilmezler.
Kimlere hangi ve durumlarda ikramiye veriliyor peki? Bunun şartları nelerdir? Bugünkü yazımızın konusu da budur işte arkadaşlar. Buyurun beraber bakalım.
**
Vergi kaçağını ihbar edenlere ikramiye ödenirken aranan şartlar şunlardır:
1- Öncelikle, muhbir ihbar ikramiyesi almak için talepte bulunmuş olmalıdır.
2- Sonra, muhbirin yapmış olduğu ihbardan evvel aynı konuda herhangi bir vergi incelemesi başlatılmamış olmalı.
3- Tabii ki bu arada, muhbirin, kimliğini gizlememiş olması da lazım.
4- Yapılan ihbarın, somut olaylara ve delillere dayanıyor olmasının yanı sıra, muhbirin, vergi incelemesi bitmeden söz konusu ihbarından vazgeçmemiş olması da aranan şartlardan bir diğer bir tanesi.
5- İhbar edilen konu ile yapılan vergi incelemesi neticesinde tespit edilen matrah farkları arasında belli bir neden sonuç ilişkisinin bulunması gerekiyor.
6- Herhangi bir nedenle daha evvel isimsiz ihbarda bulunmuş olan muhbirin, ikramiye almak istemesi durumunda; henüz vergi incelemesi bitmeden ortaya çıkması ve inceleme elemanının isteyeceği, ihbar konusu ile ilgili varsa ilave somut bilgi ve belgeleri vermesi gerekir.
7- Aynı konuda birden fazla muhbirin ihbarda bulunmuş olması durumunda, ihbar ikramiyesi, tarih itibariyle önce ihbar etmiş olana verilir. Farklı kişiler tarafından gerçekleştirilen ihbarların konularının farklı olması halinde ise, ikramiye taleplerinin ayrı ayrı değerlendirilmesi söz konusudur. Bu gibi durumlarda muhbirlere, inceleme neticesinde tespit edilen matrah farklarındaki katkıları oranında ikramiye ödeme yoluna gidilmektedir.
8- Önceki yazılarımızda da belirttiğimiz gibi, ikramiye ödenmesinde, muhbirin söz konusu vergi kaçırma olayına dahil olmuş olup olmamasının önemi yoktur.
9- Öte yandan, verilecek ikramiyenin hesabında nazara alınacak vergi ve ceza farkının mutlaka vergi incelemesine dayalı olarak tespit edilmiş olması gerekmektedir
10- Bu konuda aranan son bir şartsa, ikramiye verilmesi için, söz konusu ihbar dilekçesi üzerine incelemeyi yapacak olan inceleme elemanınca düzenlenecek İhbar İkramiyesi Görüş Raporunda muhbire ikramiye ödenmesi konusunda olumlu görüş bildirilmiş olmasıdır.
**
Öte yandan, 1905 sayılı Kanuna göre, Maliye Bakanlığının merkez ve taşra teşkilatında görevli çalışanların tamamı ile tahrir ve tahmin komisyonları mensupları ve tahakkuk muamelesinde görevli olanlara ihbar ikramiyesi ödenmez.
Bunun yanı sıra, yaptıkları incelemeler sırasında tespit ettikleri vergi kayıplarını ilgili mercilere bildirmeleri, görevlerinin gereği olanlara da ihbar ikramiyesi ödenmesi mümkün değildir.
Ayrıca, meslek mensupları ve bunların yanlarında çalışanlar, işleri dolayısıyla öğrendikleri bilgi ve sırları ifşa edemezler, çeşitli kanunlarla muhbirlere tanınan hak ve menfaatlerden faydalanamazlar.
**
İhbar ikramiyesine konu vergi ve cezaların hangileri olduğuna gelince;
Vergi ihbarının konusunu vergi kanunlarına göre vergiye tabi olması gerektiği halde kayıt dışı olarak faaliyette bulunan veya mükellef olduğu halde vergisel ödev ve yükümlülüklerini, vergi mevzuatının emrettiği şekilde yerine getirmeyen mükellefler tarafından yapılan her türlü eylem ve işlemler oluşturabilmektedir.
Bu durumda, ihbar ikramiyesinin konusunu devlete ait gelir vergisi, kurumlar vergisi, katma değer vergisi, özel tüketim vergisi, damga vergisi, gider vergileri, veraset ve intikal vergisi ve tapu harcı gibi devamlılık arz eden vergiler oluşturmaktadır.
Kanunda bahsedilen ‘misil cezalar’ tabiri, kişilere idari bir haksız fiil niteliğindeki davranışlarından dolayı uygulanan ve verginin misli (katı) veya yüzdesi (%) olarak alınan para cezalarının anlaşılması gerekiyor. 213 sayılı Vergi Usul Kanununun öngördüğü vergi ziyaı cezası burada geçen ‘misil ceza’ niteliğindedir örneğin.
Ancak, yine VUK’da yer alan genel ve özel usulsüzlük cezaları, vergi kanunlarında yer alan usul hükümlerine aykırı hareketten doğan ve vergi aslına bağlı olmadan maktu veya nispi olarak kesilen cezalar, misil cezası niteliği bulunmayan cezalardır. Bu nedenle, genel usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları üzerinden ihbar ikramiyesi hesaplanmaz ve ödenmez.
Kanunda gecikme faizinin ihbar ikramiyesine matrah olacağına ilişkin herhangi bir hüküm bulunmadığı için; Vergi Usul Kanununun 112. maddesine göre normal vade tarihinden kesinleşme tarihine kadar geçen süre için hesaplanan gecikme faizi içinde 1905 sayılı Kanuna göre ihbar ikramiyesi hesaplanması mümkün değildir. Kanunda geçen misil ceza ifadesinden yalnızca vergi aslına bağlı olarak kesilen vergi ziyaı cezasının anlaşılması gerekir.
Bu arada, 1905 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan ihbarların, sürekli mükellefiyet gerektiren vergilerle ilgili olması gerektiğini de vurgulamamız gerekiyor.
Bu nedenle, bir defaya mahsus olarak çıkartılan vergiler ve buna bağlı cezalar ikramiye uygulamasında dikkate alınmamaktadır. İhbar ikramiyesinin hesabında sadece devamlılık arz eden vergiler ile bugün için misil ceza niteliğinde olan vergi ziyaı cezası dikkate alınır.
Gecikme zammı, gecikme faizi, fonlar ve buna bağlı ceza, genel ve özel usulsüzlük cezası, geçici vergi ve buna bağlı cezalar gibi daimi niteliği olmayan vergiler ve bunlara ilişkin cezalar ise ikramiye hesabında dikkate alınmamaktadır.
**
İhbar İkramiyesinin Hesaplanmasında Dikkate Alınan Vergi ve Cezalar:
– Kurumlar Vergisi
– Gelir Vergisi
– Gelir Stopaj Vergisi
– Kurum Stopaj Vergisi
– Katma Değer Vergisi
– Özel Tüketim Vergisi
– Damga Vergisi
– Motorlu Taşıtlar Vergisi
– Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi
– Özel İletişim Vergisi
– Şans Oyunları Vergisi
– Tapu Harcı
– Yukarıda Yer Alan Vergilere Ait Vergi Ziyaı Cezaları

Üzerinden İhbar İkramiyesi Hesaplanmayan Vergi, Ceza ve Diğer Unsurlar:
– Gecikme Zammı
– Gecikme Faizi
– Özel Usulsüzlük Cezası
– Genel Usulsüzlük Cezası (I-II. Derece Usulsüzlük Cezaları)
– Geçici Vergi ve buna bağlı Vergi Ziyaı Cezası
– Ek Vergiler (Örneğin geçmişte zaman zaman uygulanmış olan Net Aktif Vergisi, Ekonomik Denge Vergisi vb.) / Abdulmenaf Yakut – Vergi Müfettişi

 

Kaynak: Muhasebe Network

Bunları da sevebilirsiniz

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir