John McCarthy zeka olgusunu, yeryüzünde hedeflerimizi gerçekleştirebilmemiz için gereken yeteneğimizin (insan yetisinin) hesaplamalı (computational) kısmı olarak görür. Yapay zeka, insanlarda ve hayvanlarda görülen zekayı bilgisayar programları aracılığıyla bilgisayarlara aktarma bilimidir.
İngiliz Alan Turing “makineler düşünebilir mi?” sorusunu sormuş ve bu soruya cevap ararken yaptığı çalışmalarla hem karmaşık matematiksel hesapların belirli bir düzenek tarafından yapılmasını sağlayan Turing hesap makinesini icat etmiş, hem de bilgisayar biliminin kurucusu olmuştur. 1930’lu yıllarda matematik ve mantık alanında araştırmalar yürüten bilim insanları Kurt Gödel ve Alan Turing belirli matematiksel kümelerde çözümlerin tamamını üreten algoritmaların mümkün olmadığını ileri sürmüşlerdir. Fakat insan aklının bu kümedeki problemleri her zaman çözebileceği göz önünde bulundurulduğunda bilgisayar zekası ile insan zekası arasında her daim fark kalacağını öne sürmek mümkündür.
Yapay zekaya getirilen bir diğer tanımlama ise, canlılarda zeka olarak algılanan kabiliyetleri incelemek suretiyle bunlara benzer hareketleri yerine getirmeye çalışmaktır. Yapay zekanın oldukça etkili, hızlı ve ucuz bir yöntem olarak yirmi birinci yüzyıla yön vereceğini ileri sürmek mümkündür. Gelecekte insanların otomobil sürme ya da hastalıklarının teşhisi için doktora gitme gibi zorunluluklarının kalmayacağına dair öngörüler mevcut. Yapay zeka ile birlikte üretimden, pazarlamaya kadarki aşamalarda, insanın müdahil olmadığı ve robotların verilen komutları yerine getireceği yeni bir teknoloji dönemine girilmesi ise kaçınılmazdır.
Geçmişteki birçok başarısız çabadan sonra, günümüzün yapay zekasının doğruluğu ve hızı çok daha iyi. Sektörler ve meslekler üzerindeki etkisi ise inanılmaz. Kuşkusuz, muhasebe endüstrisindeki potansiyeli ve geleceği de büyük. Cherry Ventures, Rocket Internet, Dieter von Holtzbrinck Ventures ve Grazia Equity şirketlerinin geliştirmiş olduğu Smacc adlı yapay zeka muhasebe programı, yüksek güvenlik ile korunan sisteme şirket faturalarını otomatik olarak okumakta ve dışarıdan müdahale olmadan muhasebe hesaplarına kayıt etmektedir. Satış ve maliyet hesabı, fatura takibi, likidite hesaplama gibi klasik muhasebe işlemlerini yerine getirebilen sistem, kendi kendine öğrenme yeteneğine de sahip. Örneğin; faturalardaki kalemleri, toplam tutarları ve vergi oranlarını kontrol eden sistem sonuçları doğrulayabilmekte ve belli ürünlerde ya da tedarikçilerde kullanılan özel oranları ya da hesaplamaları bir kez öğrendiğinde sonraki işlemlere de uygulayabilmektedir. Önümüzdeki yıllarda, muhasebeciler tarafından yapılan birçok işlemi yerine getiren yapay zekaya sahip muhasebe sistemlerinin ortaya çıkması çok da uzak değil.
Sonuç olarak, yapay zeka ile birlikte önümüzdeki yıllarda mesleklerde meydana gelen yıkıcı etki, iş insanlarını derinden etkileyecektir. Tabii ki muhasebe, her zaman yeni teknolojileri benimsemiş ve bundan fayda elde etmenin yollarını bulmuştur. Fakat işaret etmeyi amaçladığım konu, gelecekte yapay zekaya sahip muhasebe sistemleri tarafından yapılan muhasebe beyanlarından hukuki olarak kimin sorumlu olacağı değil, dijitalleşme ve teknolojik gelişmelerle birlikte muhasebe mesleğindeki yaşanacak olan olağanüstü değişimdir. Dünyaca ünlü İngiliz fizikçi Stephen Hawking’in; yapay zekanın insanlık tarihindeki en yıkıcı gelişme olabileceğini söylemekte. Peki, günümüz muhasebe endüstrisi bu teknoloji devrimine ne kadar hazır?
Makalenin Sözü: “Akıl, Hayatın Yaratıcısıdır.” Lev Nikolayeviç Tolstoy
İsmail Tekbaş
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
tekbas333@hotmail.com
Kaynak: www.MuhasebeTR.com